24 Mart 2009 Salı

Hipnoz

PSİKOLOJİDE HİPNOZ 

Psikoloji biliminin kurucusu olan William Wundt'un bir hipnoterapist olduğunu biliyoyor musunuz? Wundt'un 1902 yılında Pariste yayınlanmış "Hypnotisme et Suggestion" İsimli bir kitabı da bulunmaktadır.

Hipnoterapi psikoterapinin anası, babası, hızlandırıcısı, destekleyicisi, prototipi(ilk örneği) ve vazgeçilmezidir. Bana kalırsa psikolojide iki şeyin yeri çok özeldir ve bu iki şeyin yerini psikoloji tarihince başka hiç bir şey dolduramamıştır. Bunlardan ilki hipnoz ikincisi Freud'tur. İnancım o ki psikoloji bölümlerinde ilk okutulması gereken ders hipnoterapidir. Çünkü ondan daha kolay, hızlı, etkili ve risksiz başka bir yöntem yoktur. 

Bir psikolog neden ve ne zaman hipnoterapiyi kullanmalıdır ? Bunu bir örnekle açıklamaya çalışalım. Bir danışanınızı düşünün. Örneğin yıldırım korkusu var ve bundan dolayı yağmurlu ve kapalı havalarda dışarı çıkamıyor. Fobilerin terapisinde en çok kullanılan davranışçı yaklaşım geliyor değil mi aklınıza. Fakat burada işinize yaramaz çünkü danışanınızı kademeli olarak yıldırıma alıştırmak için gökyüzünde ne zaman yıldırım olacağını ne zaman olmayacağını kimse bilmez. Ancak hipnoterapi ile danışanı yağmurlu bir güne götürüp küçük şimşekler çakar iken bakınız siz korkmuyorsunuz çünkü gevşediniz.......vs.vs...... diyebilirsiniz ve gerekli telkinleri verebilirsiniz ve alıştırma terapisini bir kaç seans ta bitirebilirsiniz. 

Psikologlar hipnoterapiyi kullanmak zorundadır çünkü bazı danışanlar için psikoterapi görmek başlı başına bir stres nedeni olabilmektedir. İnsanlarla sorunları olan bir danışanın sonuçta kendisi de bir insan olan terapistine hemen her türlü sorununu açması bilindiği gibi çok kolay olmuyor. Bu tür danışanlar genellikle nasıl anlatsam ! bilmem ki ! nereden başlasam !diye seansa başlayan kimselerdir. Böyle durumlarda hipnoz uyguladığım zaman danışanın stresi tamamen yok olmaktadır. Biraz önce "Ama anlatmam çok zor çekiniyorum utanıyorum" vs. vs. diyen danışanlarımı hipnoz seansı sırasında susturmak oldukça zor olabilmektedir. Hatırladığım bir danışanımda " Benim sorunlarım öyle anlatılabilecek cinsten şeyler değil en iyisi siz beni hipnotize edin çünkü ancak bu şekilde size anlatabilirim" demişti.

Diğer bazı psikoterapi yöntemlerinin rüyaları anlamlandırmak için günlerce aylarca beklemek zorunda kalmasına karşılık hipnoz esnasında her an rüya gördürebilir ve anlamlandırabilirsiniz. Günümüzde rüyalardan Irwin Yalom dahi psikoterapisinde yararlanmaktadır.

Ayrıca hipnoterapinin diğer hiç bir psikoterapide bulamayacağınız bazı özellikleri vardır. Bunlardan bir tanesi danışanınıza yaş geriletmesi yaptırabilmeniz ve gerekiyorsa travmatik olayın meydana geldiği yıllar önceki bir güne aynen geri götürebilmenizdir. Ayrıca bu teknik danışanın geçmişteki tutumları konusunda terapistin doğru bilgiler edinmesini sağlar.

Psikanalizin babası Sigmund Freud, Gestalt terapisti Fritz Perls, davranışçı Joseph Wolpe, Transactional Analist Erick Berne gibi ünlü isimlerin hepsi hipnozla ilgilendiler.

Yukarıdaki bahsettiğim nedenlerden dolayı bir psikoloğun ilk bilmesi gereken şeyin mutlaka hipnoterapi olmalı. Ve yeri ve zamanı geldiğinde uygulamalıdır diye düşünüyorum.

Sözlerimi sayın Dr.Tahir Özakkaş'ın çok değer verdiğim iki cümlesiyle bitirmek istiyorum:

"Her psikoterapi bir telkindir." 

Uzm.Dr.Tahir Özakkaş (Psikiyatrist) 

"Bir terapist ruhsal aygıtın çalışma sistemini anlamak ve müşahade etmek istiyorsa hipnoz harika bir vasıtadır." 

Uzm.Dr.Tahir Özakkaş (Psikiyatrist)


HİPNOZU YAŞAYAN BİLİR

Hipnozu yaşattığım kişilerin hipnoz tanımları bireysel farklılıklar gösterebilmektedir. Yer yüzünde ne kadar insan varsa o kadar farklı hipnoz vardır diyebilirim. Danışanlarımdan seans sonrasında ki dönemlerde hipnozu tanımlamalarını isterim. Aşağıda hipnozu danışanlarımın dili ile sergilemeye çalıştım. Kişinin Hipnoz hakkındaki bilgisi ve hipnozdan beklentileri de yaptıkları hipnoz tanımını etkilemektedir. Aşağıdaki sözleri danışanlarımın ilk seanstan hemen sonra ve sonrasında söyledikleri sözlerden derledim.

-Hipnoz içselleşmekmiş.

-Çok hoş bir duygu. 

-Hipnoz içsel huzuru yakalamak gibi bir şeymiş. Hipnoterapi ise zaten bizde var olan ve fark ettiğimiz bu içsel huzur sayesinde sorunlarımızın karşısına daha güçlü çıkmak gibi bir şey.

-Tüm enerjim beynimden toplanmıştı.

-Hipnozda beynim tüm baskı ve yüklerden kurtuluyor.

-Hipnoz sadece beyin olarak var olmak gibi birşey. Ve her şey çok berrak.

-Kendinizi resetlemek gibi bir şey.

-Çok yoğun bir uyuşukluk.

-Hipnoz insanın kendini bulmasıymış.Tüm cevaplar bendeymiş.

-Hipnozda vücuduma yabancılaşırken, benliğime yakınlaştığımı hissettim.

-Tuncay bey ne zaman tekrar gelebilirim?

- Tuncay bey keşke yanımda fotoğraf makinası olsaydı da hipnozda iken gittiğim yerlerin resmini çekebilseydim.

- Kendimi ameliyattan çıkmış gibi hissediyorum. 

-Farklı bir dünyaymış yahu bu hipnoz.

-Seansa girmeden önce her yerim ağrıyordu. Çıktıktan sonra kendimi aynen bir melek gibi hissettim.

- Bir parçam sizi dinleyebilirken diğer parçam başka bir yerdeydi.

-Çok ağırlaştım.

-Garip şeymiş bu hipnoz.

- Sanki burada değildim. Sanki kendi vücuduma dışarıdan bakıyordum.

- Seans esnasında bir an sol yanağım kaşındı. Yanağımı kaşımak için önce elimin nerede olduğunu arayıp bulmam gerekti. Nihayet elimi buldum ancak bu sefer elimi kaldıracak gücü bulamadım.

- Hipnozdayken beynim bomboştu. Anlayamadığım şey beynimin bomboş olmasına rağmen daha önce asla düşünemediğim ve farkında olamadığım düşüncelere nasıl ulaştım. Yani daha önce aklımda öyle sorular vardı ki düşünmekten beynim yorgun düşerdi. Hipnozda bu soruların yanıtına nasıl beynim bom boş iken ulaşabildim? Hı?...

- Her zaman başka insanlarla tanışır ve memnun oldum deriz ya ; bu sefer hipnoz ile kendimle tanıştım ve memnun oldum dedim. İnsanın tanımadığı yönleri ile tanışması çok güzel bir şey.

- Hayatımda kendi üzerimde bu kadar iyi kontrol sağlayabildiğim başka bir anım yok. 

-Şu an kendimi harika hissediyorum ve çok mutluyum. Gevşemiş olmak ve gevşemek için uzaylı olmanın gerekmediğini öğrenmek gerçekten müthiş.

- Bulutların üzerinde uzanıyordum.

- Her renkten ışıklar görüyordum.

- Hipnoz ile kendi iç devrimimi gerçekleştirdim.

- Hipnozla buradan Tahiti'ye ve Jamaika'ya en kısa yoldan gidilebiliyormuş.

- Hipnoz ben değişirsem çevremdeki her şeyin değişebileceğini bana gösterdi.

- Hipnozda insanın aklına normalde hiç gelmeyen ilginç düşünceler geliyor. 

- Hipnozda bana ait olmayan beni buldum.(Bu söz benim danışanıma değil başka bir arkadaşımın danışanına aittir.)

-Zaman zaman tatillerde ve rahat olduğumuz anlarda hiçbir şey düşünmeyiz ve aklımıza o an gündemde olmayan bir çok düşünce gelmeye başlar. Sanırım benim yaşadığım hipnozda böyle bir şeydi. 

-Boşluğun içinde bir yol açılıyordu. Sanki uzaydaymışım gibi. Bir yerlere girdim çıktım. Tünellerden geçtim.

-Hani bazen müthiş yorgun ve uykulu olursunuz ancak ne yaparsanız yapın uyuyamassınız. Hipnozda olmak bu duruma benziyor. Vücut uyumak istiyor ancak beyin uyumuyor ve beyin her zamankinden daha işlevsel çalışıyor.

-Tuncay bey canım tatil isteyince buraya geleceğim.

-Hipnoz yenilenmek gibi bir şeymiş.

-Hani bazen arkadaşlarımız bize "sen ancak onu rüyanda görürsün" der ya işte aynen bunun gibi rüyamda görmeyi çok istediğim ancak göremediğim şeyleri şimdi hipnozda gördüm.

-Hipnozdayken koşmak istedim. Müzik dinleyerek koştum biraz. Tabi bu koşma sadece hayal olarak gerçekleştiriliyordu. Ancak bu hayal çok canlıydı. Öyle ki gerçekte koşmadığım halde vücudumun terlediğini hissettim.

-Öncelikle şunu söylemeliyim ki hipnoz terapinin dışında ilginç bir deneyim oldu benim için. Ruhumun yanaklarını sıkmak istedim. Kendimi dinlediğim zamanda aynı tadı hazzı alıyorum. Ve sizin telkinleriniz kulaklarımda hala. Beni gülümsetiyor. O hipnoz anını unutamıyorum. 4 köşe olmak buymuş. 4 köşeydim. Kollarımı kaldırabilsem kendime sarılacaktım. "Merhaba ben. Seninle tanıştığıma memnun oldum." diyecektim. Yazarken bile o tadı yaşıyorum. Teşekkürler. 

-O koltuktan hiç kalkmak istemiyordum, biraz
iddialı bir cümle olacak ama o anda hayatımın kalanını o koltukta oturmak için bağışlayabilirdim. Yani ömrümün sonuna kadar o koltukta kalabilirdim. O kadar iyi hissediyordum kendimi. Şu an düşünüyorum da yine bu tuşlara dokunarak sizinle ilk teması kurmuştum, ne kadar iyi yapmışım kendimi tebrik ediyorum. Ağzınızdan çıkan sözcükler, mekanlar, duygular üç boyutlu olarak karşımdaydı. Hem o duyguyu hissediyordum hem de görüyordum. Hissettiklerim ve gördüklerim çok gerçekçiydi, çok derin hissediyordum.

- Tuncay bey sizi klonlamak lazım. Hem de 5-6 kopya. Meğer mutlu olmak için bir sebep gerekmiyormuş ve aslında benimde bir sorunum yokmuş. Her şeyi sorun haline getiren benmişim. Bundan dolayı sizi klonlamak lazım.( Danışanımın beni onurlandıran bu sözleri hayatımda her şey birden bire olumlu yönde değişti anlamında söylüyordu. Oysa ben bir şey yapmamıştım. Sadece bu danışana yardımcı olmak için yine kendisine ait olan güçleri kullandım. Yani mucize ne bendedir ne de hipnozda. Mucize insanın kendisidir. Mucize insanın kendi içsel güçlerindedir.) 


-Sayın Tuncay Bey;
Kendimi salı gününden bu yana daha sakin, daha mutlu, insanlarla ilişkilerinde daha güler yüzlü hissediyorum. Bunları eşime de sorarak onay aldım. Hipnozdan çıktıktan sonra bedensel olarak çok rahatlamıştım, artık vücudumda stresten gelen o yorgunluk, büyük bir stadyumu bir tane mum ile aydınlatmanın etkisi kadar azdı. Seanstan çıkıp eve giderken sigara almak için evimizin karşısındaki büfeden içeri girerken sanki programlanmışım gibi içeriye gülerek girdim. Ve o günden beri görüştüğüm her insanla güler yüzlü bir şekilde iletişim kuruyorum. Kendime güvenim biraz daha arttı. Her şeye daha olumlu bakabiliyorum sanki sinirleri alınmış gibiyim. Ama yine şu kararsızlığım yakamı bırakmıyor onunla boğuşuyorum. Umarım bunu da gelecek seansta giderebilirim. Ve en önemlisi gerçekten kendimi çok huzurlu hissediyorum ve hipnoterapiye girmeyi sabırsızlıkla bekliyorum. 

11 Kasım 2002 Salı günü saat 20.00 sizin için uygum mu? 

-Başka bir danışanım hipnoz sona erdikten sonra kendisi ile dış dünya arasında adeta koruyucu bir kalkan oluştuğunu, hipnozdan önceki tüm stres kaynaklarından bu kalkan sayesinde korunduğunu, stres yaratan durumlara girdiğinde kendisini sanki orada değilmiş gibi hissettiğini, hipnoz ile hayatının bir anda inanılmaz şekilde değiştiğini belirtmişti. Ben bu danışanıma böyle bir kalkan sizi koruyacak şeklinde bir söz (telkin) etmemiştim. Sanırım kişinin kendi bilinçaltının zaten böyle bir kalkana ihtiyacı ve özlemi vardı. Bu özlemine hipnoz sayesinde kavuşmuş oldu. 

Bir danışanıma uyguladığım birinci ve ikinci seans hiç bir zaman bir birine benzemez. Aynı insanlar farklı seansları sırasında hiç bir zaman bir birinin aynı deneyimleri yaşamazlar. Her seans sonunda hipnozu daha önceki seanstan farklı şekilde tanımlarlar ve yaşarlar. Çünkü bilinçaltı içerik hiçbir zaman sabit değildir durmadan değişir. 

Değerli hipnoz ustası hocam Dr. Ali Özden Öztürk hipnozun objektif kriterlerle ölçülebilmesi konusunda şöyle der: " İki insana aynı miktarlarda elektriğe maruz kalsa elektriğin bu iki insan üzerinde meydana getirdiği etkiler ve kişilerin elektriğe vermiş olduğu tepkiler mutlaka farklı olur. Bunun gibi hipnoza maruz bırakılan insanların da farklı şeyler yaşayarak farklı tepkiler vermeleri doğaldır. "Hipnoz deterministik (aynı koşullarda aynı sonuçları doğuran) bir yapıda değildir. Özetle standart bir hipnoz yoktur.

Bir Deneyim Olarak Hipnoz 


Her insanın hipnoz deneyimi farklılıklar gösterir. Ancak her hipnoz deneyiminin ortak yönleri de olabilir. Şimdi bu ortak olabilen yönlere göz atacağız. 


Hipnozda Gevşeme

-Hipnozda en kolay elde edilen ve en sık gözlemlenen şey hastadaki huzur, sakinlik ve gevşemedir. Hipnozu yaşayan insanlar daha önce hiç bu kadar gevşemediklerini ifade ederler. 

Hipnoz tüm vücutta ve ruhta hissedilen derin bir gevşemedir. Hipnoz, bilimin bulduğu nonfarmakolojik en etkili ajandır. 

Düşünce Sürecinde Meydana Gelen Değişiklikler.

Hipnozda düşünce süreci yavaşlar ve düşünce derinleşir. Dikkat ve konsantrasyon hipnoz esnasında yoğundur. Belki de bundan dolayı bazı insanlar etrafta meydana gelen değişikliklere fazla aldırmazlar. 

Duygusal Değişiklikler

Hipnozla insanların duygu durumunda değişiklikler meydana getirmek mümkündür. Öyle ki insanların bazen seans boyunca tek bir duyguyu yaşaması ve hissetmesi sağlanabilir. 

Örnek:

Morali bozulmuş birisine seans boyunca iyimserlik duygusunu yaşaması telkin edilebilir. Bazı hastalar bunu rahatlıkla yerine getirebilirken bazılarına da yaşadıkları mutlu olaylar hatırlatarak hipnotist yardım edebilir.

Hipnozda telkin edilen ve yaşatılan duygusal değişiklikler, hipnozdan sonrada devam etme eğilimindedirler.

Değiştirilmiş Farkındalık (Modified Awarenes)

Burada önemli olan nokta farkındalığın bir şekilde değiştirilmiş olmasıdır.

Hipnozda farkındalık bir şeye

-Odaklanabilir,
-Dağılabilir,
-İçe yönelmiş,(psikolojik sorunlarla çalışırken genellikle içe yönelir)
-Dışa yönelmiş,
-Bölünmüş olabilir.

Tüm bunlar hipnozda beyin çorba gibi oluyor şeklinde anlaşılmamalı. Hipnoz Farkındalıktır (Dr.Ali Özden Öztürk) 
Örnek:
Hastanın "Sizi dinliyordum ama bir parçam başka bir yerlerdeydi" şeklindeki sözleri farkındalığın bölünmesini örnek olarak verilebilir. 

Psikomotor Değişiklikler

Vücut hareketlerinde azalma ve yavaşlama gözlenebilir.
Hareket etme isteğinde azalma (adeta tembellik) gözlenebilir. 

Ağırlık, Hafiflik ve Uyuşukluk

Vücuda yayılmış rahatlık veren ağırlık uyuşukluk ve hafiflik hissedilebilir.
Örnek : Bir danışanım ağırlık hissini "Kendimi ameliyattan çıkmış gibi hissediyorum." şeklindeki sözleri ile ifade etmişti. Bir çok hasta kolunuzu kaldırır mısınız dediğimde kollarını kaldıramayacak kadar ağır hissederler veya çok yavaş kaldırabilirler. 


Hipnozda Fiziksel Bazı Değişiklikler

-Nabız atışında azalma,

-Reflekslerde değişme,

-Yüz ifadesinde değişiklik,

-Nefeslerin yavaşlaması düzenlenmesi ve derinleşmesi,

-Gözlerin REM’deki gibi hareketlenmesi veya geriye doğru yaslanması. 

-Telkine bağlı olarak vücut ısısı arttırılabilir veya azaltılabilir. Telkin olmadığı durumlarda vücut ısısının genellikle seansın başlarında azaldığını sonlarında ise arttığını gözlemledim.

-Kan basıncının düşmesi, 

-Kalp ritminin yavaşlaması ve düzenli olması, 

-Oksijen tüketimi artması, 

-Kas gevşekliğinin artması, 

Tüm yukarıdaki değişiklikleri atonom sinir sistemi gerçekleştirir. Otonom sinir sistemi bilinçli kontrolümüzde olmayan kalp atışı nefes alışı gibi faaliyetleri düzenler. 

Hipnozda Beş Duyu

Hipnozda 5 duyu daha hassas çalışır. Ancak bazıları hipnotistin sesini çok daha uzaktan geliyormuş gibi algılamaya başlayabilirler.

Bazı insanlar kendilerini serin hissederler. Bazılarında karıncalanma görülür.

Örnekler:

1.Seans esnasında vakit bulduğum bir an bilgisayarda bir iki sayfa açmıştım. Bilgisayarın faresinin çıkardığı tık sesinin rahatsız ettiğini danışanım söylemişti.

2.Dokunma duyusu da hassaslaştığı için bu durum kaşınma olarak meydana çıkabilir. 
3.Seans esnasında esnediğimi bir danışanım fark etmişti İşitme duyusunun hassas çalışması nedeniyle her ne kadar çaktırmamaya çalışarak esnemişsem de yakalanmıştık) 

İmajinasyon Güçünde Artma 

Hipnozda insanın imajlar yaratma, yoğunlaştırma 
ve sürdürme gücü artar (Hammond 1990). 
Hatta imajlar hallüsinasyonlar kadar canlı olabilir.

Hipnoz esnasında gözleri açtırılan birisine seans odasında olduğu telkin edilen ancak gerçekte orada olmayan birisi algılatılabilir (pozitif hallüsünasyon). Tam tersine hipnoz esnasında gerçekte orada olmayan bir nesneyi görmesi sağlanabilir (negatif hallisünasyon).

Araştırmalar imajinasyonun çok önemli bir terapi aracı olabileceğini göstermektedir (Porter &Sheikh,1978).

İmajlar hipnoterapide; 

1.Hastaların kendilerini tasvirlendirmelerinde
(semboller yardımıyla),

2.Yaratıcı güçlerinin terapide kullanılmasında,

3.Kişisel gelişim ve problem çözmede kullanılabilirler. 

Manda yuva yapmış söğüt dalına isimli türkümüz hayal gücümüzün şiddetini gösterir (Bakınız Resim 1). 

Hafıza Süreçlerindeki Değişiklikler

Sinir sistemi her şeyi kaydedebilir. Bundan dolayı çok uzak olan çocukluk yıllarına ait anılarımız hipnozda net bir şekilde canlandırılabilir. Hipnozda bu şekilde hafıza gücünün artması hipermnezi (hypermnesia) olarak adlandırılır. Ancak Hipnoz ile unutulmuş her şeyin hatırlanması da mümkün olmayabilir. Sayın Doç.Dr.Timuçin Oral'ın dediği gibi hipnoz insanı geçmişe ışınlamaz. 


İradi Olmayan Deneyimler Yaşanabilir (Avolitional Experiences) 

İradi olmayan deneyimler fiziksel ve zihinsel deneyimler olarak ikiye ayrılır.

-Fiziksel olan deneyimlere ; 

Örnek:Bir danışanım hipnoz esnasında vücudunu iki kat halinde algıladığını söylemişti.

Bu bağlamda fiziksel değişikliklere vücut imajında meydana gelen değişiklikler de diyebiliriz ve örneklerimizi arttırabiliriz.

-"Vücudumun genişlediğini hissediyorum" diyebilirler.
-Vücutlarının küçüldüğünü söyleyebilirler.

Zihinsel iradi olmayan deneyimlere örnek olarak danışanlarımın ifadeleri:
-Bulutların üzerinde uzanıyordum.
-Her renkten ışıklar görüyordum. 
-Okyanusun üzerinde uzanıyordum.
-Çok özlediğim babamı birden bire karşımda gördüm. 

Bu tür zihinsel ve fiziksel iradi olmayan deneyimler telkine bağlı olmadan kendiliğinden de ortaya çıkabilir. 

Bu tür deneyimler tesadüfe bağlı değildir anlamlı olabilirler. Örnek: Ellerinin fiziksel olarak uzadığını hisseden ve algılayan danışan bazı şeyleri kontrol etmek istediğini sembolik olarak vurguluyor olabilir. 

Zaman Algısında Değişiklikler (Time Distortion) 

Hipnoz bittikten sonra hastalardan ilk istediğim şey saatin kaç olduğunu saate bakmadan tahmin etmeleridir. Kolay kolay doğru tahminde bulunamazlar. Çünkü zaman algısı hipnozda dış olaylarla değil de içsel yaşantılara kıyaslanarak meydana getirilir. Zaman algısı içsel yaşantıların hızını kazanır. İçsel yaşantılar yavaş olduğu için hipnozdaki kişiye hipnozda kaldığı süre çok az gelir. 

Hipnozda Konuşma

Konuşma yavaş, monoton ve duraklamalı olabilir. 

Hipnozda Literalite 

Hipnozdaki insanlar telkinleri uygularken hipnotistin kullandığı kelimelere harfi harfine uyarak telkinleri yerine getirme eğilimindedirler. 

Örnek 1: 

Önemli işlerimden dolayı sabah erken kalkmam gerektiğinde benim için kendi kendime hipnoz yapmaktan başka çare yoktur. Çünkü benim uykum ağırdır ve bundan dolayı % 95 alarmın sesini duymam bile. Böyle durumlarda içsel alarmımı hipnozla kurar ve yatarım. Bir gece kendi kendime erken uyanacaksın telkinlerinde bulundum ve uyudum. Ancak sabah uyandığımda yataktan bir türlü kalkamıyordum. Zihnim kesinlikle uyanmıştı hatta eşimle ara sıra konuşuyordum, ancak vücudum külçe gibiydi. Sonuçta uyanmama rağmen bir türlü yataktan kalkamamıştım. Tabi bir türlü kalkamamamın nedenini biraz düşününce buldum: Akşam kendi kendime yaptığım hipnozda kendime verdiğim telkin erken uyanacaksın şeklindeydi. Uyanmakla yataktan kalkmak ayrı ayrı şeylerdir. Gerçektende telkinlerimin etkisiyle erken uyanmıştım, ancak yataktan ne yapsam da canım kalkmak istemedi. Sonraki gün kendime hipnoz uygulayarak yarın saat 7 de yataktan fırlayacaksın diye telkin verdim. Ve sabah yataktan o kadar hızlı fırlamıştım ki eşim " ne oldu eve hırsız mı girdi" dedi. 

Örnek 2: Uyku sorunları yüzünden bütün gece boyunca yatakta kalması telkin edilen bir insan tuvalet ihtiyacı için dahi yataktan çıkmamıştır. Çünkü kendisine "GECE BOYUNCA YATAKTA KAL DENİLMİŞTİR". 

Sonuçlar 

Tüm bu hipnoz belirtilerini şu amaçlar için kullanabiliriz. 

-Hasta ile uyum ve işbirliğini geliştirmek,

-Hastanın gizli yeteneklerini tedavide kullanarak onu etkilemek ve olumlu uyumlu davranışların ortaya çıkarmak.

-Hipnozun doğasında bulunan tüm anlattığım fenomenler hipnotist tarafından telkinle ne kadar yoğunlaştırılırsa hipnoz o kadar derinleştirilmiş olur.


Hipnoz esnasında gözlemlediğimiz değişiklikler hipnozun bir bilinç kaybı olduğunu düşündürebilir. Hastaların bilinçlerini kaybetmeden yukarıda bahsettiğim deneyimleri yaşamaları, hipnozdan hoş bir şaşkınlık içinde çıkmalarına neden olabilir. 

-Aynı kişinin farklı seansları hipnoz konusundaki bir çok deneyimlerini değiştirebilir. Çünkü hipnozda sistematik değişiklikler meydana gelmez.