18 Mayıs 2009 Pazartesi

Şeytan

Her şey bir alegoridir, benzetmedir. Yok elmayı verdi yemeleri için yok adem'in önünde eğilmedi falan. Elma bilgiyi simgeliyor. İnsanlara bilgiyi veriyor ve gözlerinin açılmasını sağlıyor. Tabii bu durum her şeyin lay lay lom olmasını isteyen güçler tarafından uygun görülmüyor. Ve kendisi lanetleniyor. ama insanların kendi yarattıkları bir varlık olan şeytan, yine insanoğlunun kendi ürünü olan ve görece daha üstün olan yaratık tarafından lanetleniyor. Yazıyı bulan ve korkularını, düşüncelerini kayda ilk geçiren toplumların diğer toplumlara da kitaplar, yazıtlar yoluyla geçirdikleri bir hurafeler metninin kahramanı. İnsanoğlunun oyuncağı. Kara koyunumuz. Kara keçimiz.
Allah' ın katakulliye getirdiği iki yaratıktan biri. Diğeri de insandır. Şöyle ki: Allah kutsal kitabında bize diyor ki bizi bu dünyada sınamak ve öbür dünyada ödüllendirmek yahut cezalandırmak için yarattı. Yani herşey en başından belliydi. Yani sınav gereği insanı birilerinin kötülüğe sevkedeceği de belliydi. Ama allah şeytan' a doğrudan "senin görevin insanları kötülüğe sevketmek" demedi de adem' e secde edilmesi tezgahını tertipledi. Adem'e secde etmeyen şeytan suçlu pozisyonuna düştü. Öte yandan adem ve havva' ya söylenen onların sınanacağı değil, cennette yaşıyacaklarıydı. Allah onları cennetten kovmak ve sınavı ortaya koyabilmek için de yasak elma tezgahını tertipledi. Böylece hem insanı ve şeytanı birbirine düşürmüş, hem bu yüzden ikisini de suçlu ilan etmiş oldu. Pekiyi neden onları suçlu durumuna düşürdü? çünkü sadece onları yaratmış olmanın kendisini otoriter kılmadığı apaçık ortadaydı. Onların üzerinde otorite iddia edebilmesi için kendisinin haklı olması, kendisinin haklılık iddia edebilmesi için ise bir şekilde onların suçlu bulunmaları gerekiyordu. Allah' ın gerçek dünyada "egemen güçler"e denk düştüğünü ifade edersek, çevirdiği katakullilerin nedeni de açıkça görülebilir.
,
Yezidîler “seytan ile tanri esitti. tanri seytani kiskandi ve kutsal özelliklerini elinden aldi” diyorlar ve seytanı tutuyorlar. İnsanlarin her türlü kötülügü seytana mal ettiklerini, asil kötünün insan oldugunu savunuyorlar.
Modern satanizm ise, 1966 yilinda Rosemary’nin Bebeği isimli kitap ve film baslangic noktasi oldu. Şeytan tarafindan gebe birakilan ve Deccal’i doguran kadini anlatan filmin yapimcisi bir yil sonra öldürülecekti. Bu filmde ‘karabüyü danismani’ rolündeki Kafkas kökenli Anton La Vey (1930) ise, sonradan seytan kilisesini kurdu ve basrahip oldu.
Şeytanın kutsal kitabinda la vey şunları söylüyor: “Şeytanin cagidir bu; Şeytan dünyayi yönetiyor.”
Tanrı önce tamamen itaatkar bir varlık yaratıyor (içlerinden birisi itaat etmiyor, buna daha sonra değinicez). Daha sonra insanlığı yaratıyo ve onlardan da itaat etmesini istiyor. olasılıkları inceleyelim. Melekler de itaat etmekte özgür varlıklardır, ama onlar yüce bilgelikleri sayesinde içlerinden birisi dışında bozulmaya uğramamışlardır yada şeytan aslında bir melek değildir. Bu o kadar da önemli değildir. tanrının bütün bunların oluşumundaki amacı nedir? Eğer tamamen itaat eden bir soy istediyse, herşeyin sonunu olmadan önce görebilen sonsuz güçteki yüce tanrı şeytanın ona karşı geleceğini, insanları kötü yola sokacağını görememişmidir? Ya da en baştaki amacı insanları sınamak için kötülüğe, ve insanlar kötü yola sokan bir meleğe ihtiyacı vardır. Belki de Şeytan, sadece tanrının ondan istediği, insanları kötü yola sokmaya çalışma -ki bu olay tanrının, nefsine hakim olanları ayırmasına yardım edecektir-. Görevini tamamlıyordu. Yani bu durumda şeytan tanrının en pis işini yapan, kesinlikle yoldan çıkmamış bir melektir.
Her iki durum da kuran-ı kerim ile çakışıyor. Eğer gerçekten şeytanın nasıl davranacağını göremediyse gücü, Yada şeytanın aslında sadece kendisine verilen görevi yerine getirmekle yükümlü bir melek olması ise kuran-ı kerim'de bir yalan yada hatanın olduğunu gösterir. Tabii ki bundan başka senaryolarda kurulabilir, bunlar şu an aklıma gelen sadece ikisi. Bu da dünyanın ne kadar fazla olanak sunduğunu gösteriyor. İsterseniz bu ikisinden birine; isterseniz aslında bütün büyük dinlerin, şu anda inanılmayan birsürü eski dinin biraz geliştirilmiş versiyonu olduğuna ve birgün yıkılacağına ve yerine daha gerçekçi bir din geleceğine; yada gerçeği, insanlığın şu anki zekası ve bilgisiyle gerçeği kavrayamayacağına ve beklemeye (şu an benim durumumu en iyi bu açıklıyor) inanabilirsiniz.
Şeytanı kızıl tenli, kafasında iki boynuzu olan, uzun kuyruklu, belden aşağısı keçiye benzer kıllı bir yaratık olarak resmetmek saçmalıktır, palavradır ve yanlış anlaşılmadır...
İşte size diablo'nun imajının tarihi:
hiristiyanlık öncesi Avrupada Roma imparatorluğunun dışında kalan halklar(bkz: Ggermenler), onlar gibi çok tanrılı dine taparlardı. Bu dinde pan adında bir bereket tanrısı vardı ve bu tanrının imajı iri yarı, belden aşağısı keçiye benzer, sakallı ve boynuzlu, elinde çiftçilerin saman yığınlarını kaldırmak için kullandığıı çatallardan olan bir yaratık idi. Resimlerde çiftçiler onu bir çemberin ortasına alır ve etrafında dans ederek ona şükranlarını belirtirlerdi. Aradan yüzyılllar geçti, avrupada hiristiyanlık yayaıldı, eski dinler unutuldu, ta ki 14-15. yüzyıllarda savaşlar, salgın hastalıklar ve kıtlıklardan kırılan avrupada kilise bunların sebebini şeytan ve onun kulları olan cadılar olarak ilan edene dek(bkz: cadı avı). Bunları resmetmek için ise kafirlik döneminden kalma tanrı ve putları örnek aldılar, bunlardan en çok bilinenleri arasında olan pan da böylece çiftçilerin şükredip taptığı bir bereket tanrsı olmaktan kara tahtında oturup insanların başına felaket ve acı yağdıran bir iblise dönüştü. Aradan yüzyıllar geçti, çağlar değişti ve 20.yy ın popüler kültürü şeytanı bu saçma imajla insanların karşısına bir reyting malzemesi olarak çıkardı.
Eğer hiristiyanlık dönemin felaketlerinin (bkz: veba)(bkz: yüzyıl savaşları) sorumlusunu şeytan olarak göstermese idi şeytan bugün kötülüğün simgesi olmak yerine insanların öğrenip ibret alması gereken kovulmuş bir melek olarak görülürdü. Eski Yunan uygarlıklarına, Aztek uygarlığına veya doğu dinlerine bakarsanız ölüm ve yoketme tanrılarının bile adından saygı ile bahsedildiği görülür. İlahi dinlerde ise bu melek bir yanlış anlaşılmaya kurban gitti.
Bu durumda şeytana tapmak da ortaçağ kilisesinin bu yanlışından doğan bir kavram olabilir, nitekim ortaçağda ortaya çıkan bu kavram popüler çağda yayılmış ve taraftar bulmuştur.
Bu durumda şeytana tapmak da bir yanlışlıktan kaynaklanır ve yanlışlıktır...
Şeytan , insanlari kotu yola cektigi , gunaha tesvik ettigine inanilir. Bu yuzden cogunlukla tipleme olarak ( insan kiliginda ) yakisikli yada guzel karakterler kullanilmistir. Oldukca sogukkanli ve sinsi bakar , fazla konusmazlar yalniz etkileyicidirler.
Şeytan keci olarak sembolize edilir. Pentagram yildizinin icine bir keci basini tam oturtabilirsiniz. Ters yildizin ust taraftaki iki cikintisi boynuzlardir. Yanlardakiler ise kulaklar.
Şeytan , karanliklar lordudur. kotulugun efendisidir, cehennem in asil sahibidir.
Aslen eski ibranicede bas-atan kelimesinden turemistir. Bas-atan dusman demektir. Zamanla asima ugrayarak , yada cesitli kulturler tarafindan benimsenerek saydan ve en sonda seytan haline almistir .
Kimi dinlerde hz.Adem in bahcivan olduguna inanilirdi , cennet bahcesinin bahcivani o idi , Adem ve Havva portlerindede oldugu gibi buradada Şeytan , yilan formundadir ve Adem i yasak elmayi yemesi icin tesvik eder ( bastan cikarir ) . İlk kotuluk , butun diger kotuluklerin anasidir ve digerlerine gebe birakir.
Şeytan in kimi zamanlar insanlari kandirmak icin insan formunda gezdigi soylenir. Kimi zaman kiz arkadasiniz ona burunur yada tam tersi , veyahut en cok guvendiginiz insanlar . Onlarda sizi bu sekilde yoldan cikarir ve kandirirlar. Bilincinizde yada inancinizda dogru , ahlakli olduguna inandiginiz bir seyi size seytan yaptiriyor , sizi yoldan cikariyor olabilir.
Şeytan in allah katindan kovulma sebebi malumdur , burada itaat etmesi buyruldugunda , kimi inanislara gore seytanin su cumleyi soyledigi varsayilir :
- Non Serviam ! ( latinceden ingilizce karsiligi " i will not serve " , turkcesi ise " itaat etmem" dir. )
Din inanislarina gore , Şeytan a eslik eden , onun yaninda olan insanlar sonunda onunla ayni kaderi paylasacaklardir. Şeytan bu insanlari da kendi dustugu dipsiz kuyuya cekmek istemektedir. bu diger taraftan tanri ya besledigi kinden de ileri gelmektedir.
Şeytani tam anlami ile temsil eden belli basli karakter ozellikleri vardir , bunlara "yedi gunah"
( kibir,acgozluluk,ihanet,yalan,itaatsizlik vb. ) denilir. Şeytanin en onemli ve keskin ozelligi tabiiki oldukca kibirli olmasidir. İslam dinene gore de kibir en buyuk gunahlar arasindadir.,
Her ne kadar aksi söylense de, insan ruhunun yegane kurtarıcısı. Zira insanlar yaşamaya devam etmek için genel olarak üç tanımı kabul etmek zorundadırlar. 
Birincisi, kişinin kendi varlığına inanabilmesi ve kendini kabul edebilmesi için yarattığı "ben" inancıdır. Bu daha sonra egonun oluşmasına da vesile olacaktır elbet. 
İkincisi, yalnız olmadığını hissetmesi ve ödülleri hayal edebilmesi için tanrıdır. Yanlız değildir çünkü tanrı kendisiyle beraber başkalarını yaratmıştır. Hiçbiri olmadığında da başka yaratıkları ve tanrının kendisi yanında bulunur, insanın. Ödülleri düşünür insan, çünkü bir hayat amacı olduğunu düşünmek ister. Bunu başardığında da tanrı onu ödüllendirecektir. 
Üçüncüsü ise, tahmin edebileceğiniz üzere Şeytandır. Bu nacizane kişilik, temelde insana hayatta karşılaşacağı engeller ve kötülükler olacağını anlatır. Kimi zaman bu kötülüğü kendi kendine bile yapmış olabilir insan. Ancak şeytan inancı sayesinde affedebilir kendini. Kendi savaşını vermeye başlar böylece şeytana karşı. Aslında şeytan her yerdedir, insana karşı çıkan herşeyde; kimi zaman kendi duygularında hatta. 
Kişi düşünmeye başladığı andan itibaren ilk referans noktası olarak kendini alır ve bir "ben" inancını orada yaratmış olur zaten. İkinci ve üçüncü inançlar kişinin isteğine göre engellenebilir. Ancak ikinci inancın yok sayılması kolaydır, evet bir boşluk yaratır bir sıkıntı oluşturur belki ama boşluk fikri, sonlulukteması pek de öyle çekilmez değildir. Ancak kişi kendi içinde bir zıt güç, bir şeytan yaratmadıysa işte o zaman gerçekten ruhunu şeytana satmış demektir kendi elinde bir şey kalmamıştır. Yola devam etmek için gereklidir şeytan, kendini kanıtlamak için; haliylen ruhu korumak için de. Ve sanılanın aksine şeytan fikri tanrısız da var olabilir. ha bunu farkedemeyenler için söyleyelim, bu hissiyata şeytan demek zorunda diiliz zaten, ama budur şeytanın insan dünyasında asıl temsil ettiği şey.

Hiç yorum yok: