18 Kasım 2008 Salı

Bedene Girenler

Reenkarnasyona inanmayanların şiddetle karşı çıkacaklarını biliyorum.Yalnız onların bir kısmının düşünmekten dahi korktuklarını unutmasınlar.

Gümüş kordon ancak astral seyahate çıkan ruh ölmek isterse kopar.Astral ortamda böyle bir seçeneğimizin bulunması bunu deneyimlemek isteyenleri korkutmasın.Çünkü bunu başardığınızda zaten şu anki zihninizle düşünmeyeceksinizdir.Ruhsal bir durumda olduğunuzdan daha olgun bir düşünce şekli sizi bekliyor.Yanlışlıkla ölmek istemeyi düşünmek gibi şey asla olmaz.Çünkü astral ortamda zihinsel olarak farklı bir seviyedesiniz ve sizin için neyin iyi olacağını görebilirsiniz.

Mevcut alem ile öteki tarafı(spatyom deniyordu sanırım) ayıran blokajdan geçerken gümüş kordon yoğun enerjiye dayanamaz ve kopar.Ruhun geri dönmek istemeyişinin nedeni çoğu zaman açıktır ruh artık bu bedenden daha fazla yararlanamayacağını düşünür ve onu terk eder.Yada kimi zaman kendi ruhumuz başka bir ruhla kelimenin gerçek anlamıyla "yer değiştirir".İki ruh arasında anlaşma yaşanır ve bu değişim sırasında kişi hiçbir şey hissetmez.Yurtdışında bu olgu "Walk-ins" olarak tanımlanıyor.Türkçe anlam karşılığı ise "bedene girenler".

Ne yazık ki bedene girenler olgusu ülkemizde pek üzerinde durulmayan bir konu ne gariptir ki yurtdışında da pek bilgiye rastlamadım halbuki içerisinde ilginç detaylar barındıyor.İki ruh yer değiştirdiğinde kişi kendi benliğinde hiçbir değişim hissetmez demiştim.O hala aynı insandır.Bu nokta çok önemli çünkü bu bize ruh ile zihnin ayrı şeyler olduğunu apaçık gösteriyor.Buna göre şu an bu yazıyı yazan ruhum değil kişisel zihnim ve ölüm gerçekleştiğinde o da ölecek.Kişisel benlik yani günlük hayatı sürdüren zihin yalnızca bir tampon ve en sonunda kaybolacak.İçimizdeki ruh ise birinci gözden görüp deneyimledikleriyle gayesini devam ettirecek.

Açıkça söylemek istediğim birşey de dinlerin getirdiği kuralların bizim kişisel benliğimiz için hayatı en güzel şekilde değerlendirmemizi sağlamaya çalışmasıdır.Şu an bu yazıyı okuyan siz hayatı en iyi şekilde değerdirin ki bundan ruhunuz da faydanlansın amacındadır.Böyle bir görüş açısı beraberinde pek çok soru işareti getiriyor.Acaba dinlerin amacı günlük zihnimizi hedef alıyorsa dinler doğru bilgi üzerine mi yoksa hayatı değerlendirmek üzerine mi kurulmuştur?Yoksa sevap, günah, cennet, cehennem kavramları benliğimizi dizginlemek için mi söylenmiştir?Allah'ın seslendiği ruhlarımız değil de kişisel zihinlerimiz ise gerçek nedir?Arkadaşlardan birine istersen İslamiyet'te reenkarnasyonu da bulabilirsin demiştim işte sihir burada.

Sevgiler. 


Bedene girenler terimi hipnoz seanslarından birinde tesadüfen ortaya çıkmıştır.Bu bilgiler hipnoz sırasında insanların söylediklerinden derlenmiştir.Kanal mesajları alan değerli arkadaşlardan bu konuda bilgi edinmelerini rica ediyorum.

Hiç yorum yok: